


Doğal Olmamayı Anlamak: Felsefi ve Dini Bir Perspektif
Doğal olmama, insanlar ve onların deneyimleri de dahil olmak üzere doğal dünyanın tek gerçeklik olmadığını ileri süren felsefi bir duruştur. Bunun yerine, doğa yanlısı olmayanlar, manevi veya doğaüstü alan gibi, doğal dünyanın ötesinde başka alanlar veya varoluş boyutlarının olduğunu savunurlar.
Doğal olmama, bireyin veya grubun belirli inançlarına ve teorilerine bağlı olarak birçok biçim alabilir. Natüralizmin bazı yaygın biçimleri şunlardır:
1. Dualizm: Zihin ve madde ya da ruh ve beden gibi iki temel gerçeklik türü olduğu inancı.
2. İdealizm: Nihai gerçekliğin fiziksel dünyadan ziyade bir fikir veya bilinç alanı olduğu inancı.
3. Çoğulculuk: Her birinin kendine ait kanunları ve özellikleri olan birden fazla varoluş alanının olduğu inancı.
4. Mistisizm: Fiziksel dünyayı aşan daha derin, ruhsal bir gerçekliğin var olduğu inancı.
5. Doğaüstücülük: Hayaletler, tanrılar veya büyü gibi doğa yasalarıyla açıklanamayan varlıkların veya güçlerin varlığına olan inanç.
Doğa dışılık, Hıristiyanlık, İslam, Yahudilik, Hinduizm ve Budizm dahil olmak üzere birçok dini gelenekte bulunabilir. Aynı zamanda Platonculuk, İdealizm ve Mistisizm gibi felsefi ve ruhani hareketlerde de bulunabilir.
Natüralizmin temel özelliklerinden bazıları şunlardır:
1. Doğal dünyanın ötesinde alemlerin veya boyutların varlığına olan inanç.
2. Bu alemlerde doğa yasalarına tabi olmayan varlıklar veya varlıkların yaşadığı inancı.
3. Bu alemlerin fiziksel dünyadan daha temel ve önemli olduğu inancı.
4. Doğal ve doğal olmayan alanlar arasında, örneğin tanrıların veya manevi varlıkların eylemleri yoluyla bir bağlantı olduğu inancı.
5. Doğal olmayan alemin bilgisinin meditasyon veya dua gibi manevi uygulamalar yoluyla elde edilebileceği inancı.
Doğal olmayanlığın insanlık tarihi ve kültürü üzerinde önemli bir etkisi olmuş, dini ve felsefi inançları, sanatı, edebiyatı ve sosyal kurumları şekillendirmiştir. Aynı zamanda pek çok tartışma ve münakaşanın da konusu olmuştur; bazıları geçerliliğini savunurken, diğerleri bunu kanıtlanmamış veya mantıksız bularak reddeder.



